Hayatınızda kaç kez bir dermatolog ile görüştünüz?

Güzel bir cilde sahip olmayı kim istemez? Özellikle yüzümüzde cildimizin canlı, sağlıklı ve ışıltılı bir görüntüde olması adeta içimizi dışımıza yansıtması gibidir. Bu yüzdendir ki bazen evlerimizde kendi yöntemlerimizle bazen de kliniklerde bir dermatolog gözetiminde cilt bakımlarımızı tamamlarız.

01.11.2021 - 13:20 Yayınlanma

5 Dk Okunma Süresi

Hayatınızda kaç kez bir dermatolog ile görüştünüz?

Evlerimizde yaptığımız cilt bakım uygulamaları daha basit yöntemlerdir ve medikal uygulamalar değildir. Çoğunlukla genel kesimlere hitap eder. Özellikle çeşitli vitaminlerin ciltte nelere iyi geldiğini dinler ve bu içerikteki ürünlerde bakımlarımızı yaparız. Tabii burada tartışılması gereken, herkes için iyi olan bizim için de gerçekten iyi olan mıdır? Çünkü kendimizi muayene etmek ne yazık ki bizim elimizde olan bir şey değildir. Dolayısıyla cilt yapımız hakkında bilgi sahibi değilizdir aslında. Sadece kendimizce bazı tahminlerimiz vardır. Bu tahminler ise çoğunlukla yanılgıya açıktır. İşte bu yüzden hiçbir ürün arkadaş tavsiyesi ile kullanılmamalıdır.

Sanırız şu söylemlerle sizler de sıklıkla karşılaşmışsınızdır:

“Arkadaşım bu kremin ona çok iyi geldiğini söyledi. Ben de ondan duyup aldım ama cildimde hep kızarıklıklar yaptı”

“Komşum bu losyonu çok beğenerek kullanıyor, cildini de bayağı iyi arındırıyormuş. Ben de hemen gidip aldım ama şimdi cildim leke leke gibi oldu”

“Kuzenim harika bir peeling önerdi. Yüzünde neredeyse hiç siyah nokta kalmamış ve hatta gözenekleri bile sıkılaşmış. 2 yıldır kullanıyormuş. Ben de aldım daha üçüncü kullanımım ama yüzümü sivilce bastı resmen”

“Geçen gün kızlarla buluştuk. Hepsi x markadan bir bakım ürünü almış ve acayip memnunlar. Ben de gittim aldım, resmen yüzüm tüylendi”

İşte bu noktada, çalmanız gereken kapı mutlaka bir dermatolog olmalı. Aslında o kapıyı bunları yapmadan önce çalmalısınız. Diğer yaygın hastalıklarda ilaçların bile reçetesiz olduğu sürece hala arkadaş tavsiyeleri ile alındığı bir toplum algısında yetişmiş olabiliriz. Ancak bu algıyı değiştirmeli ve önümüzdeki nesillere bilinçli bilgi aktarımları bırakmalıyız.

Nedense bazılarımız hastalandığımızda doktora gitmeyi hep en son çare olarak görürüz. Önce kendi kendimize her yolu dener ve kendimizi iyileştirmeye çalışırız. Aldığımız neticeler durumu değiştirmezse doktorun yolunu tutarız.

Cildimiz için de bu böyledir. Aslında ilk başta da söylediğimiz gibi sağlıklı, canlı, ışıltılı, pürüzsüz bir cilde çok özeniriz ve sahip olmak isteriz. Ama cildimizdeki sorunları hep ilk etapta kendimiz çözmeye çalışırız. Nasıl ki istediğimiz sonuçları alamazsak ya da kötüye giden sonuçlara maruz kalırsak işte o zaman interneti açıp uzman bir dermatolog araştırmaya başlarız. Elbette zararın neresinden dönülse kar ama ilk başta cildimizi uzman birine emanet edip cildimizin güzelliğine güzellik katmak dururken neden elimizde olanı daha kötüye getirmek için uğraşıyoruz? İyi niyetli olabiliriz ama ne yazık ki bu durum aldığımız sonuçları değiştirmede bir etki etmiyor.

Ergenlik döneminin başlarından itibaren aslında bir dermatolog danışmanımız mutlaka olmalı. Cildimiz sadece derimizin yapısı ile ilgili değil. Bu da büyük bir yanılgı. Genetik yatkınlıklarımız, farklı hastalıklarda kullandığımız farklı ilaçlar, yaşımıza bağlı riskler, stres hatta hava kirliliği gibi dış faktörler cildimizin dinamiklerini her an değişikliğe uğratabilir. Bu değişiklik bir gün içerisinde gerçekleşmez, belli bir sürece yayılır ve bizlerin bu değişiklikleri farkına varması çok daha uzun süreler alır. Oysa ki düzenli aralıklar ile bizi ve cildimizi tanıyan bir dermatolog ile yolumuza devam edersek, bu olumsuz etkiler erken zamanlarda farkına varılacak ve uzun soluklu tedaviler yerine ufak cilt bakım uygulamaları ile cildimiz sağlığını koruyacaktır.

Dermatolog tarafından uygulanabilen cilt bakım uygulamaları bazı kişilerce lüks bir ihtiyaç olarak da algılanıyor. Cilt bakımı bir lüks değildir. Cildimiz de bizim önemli bir organımızdır aslında ve bakıma ihtiyaç duyar. Eğer doğru bakım uygulamaları ile bakılırsa sağlıklı bir yapıya sahip olur. Eğer yeterince iyi bakılmazsa ya da yanlış uygulamalara maruz bırakılırsa o zaman yavaş yavaş hastalanmaya başlar. Bizim cilt sorunları olarak adlandırdığımız rahatsızlıklar aslında cilt hastalıklarıdır. Cildimizin hastalandığını bize işaret etme şeklidir. Bu noktada yapılan her uygulama aslında bu hastalığı iyileştirmeye yönelik tedavi yöntemleridir.

Özel Quartz Poliklinik

Dermatolog ne iş yapar?

Belki de bir dermatolog ne iş yapar sorusunu en kısa ve öz şekilde cevaplandırmak en azından genel hatları ile konunun önemini vurgulama da ve genel hatları belirlemede faydalı olacaktır:

Dermatolog, kendisine başvuran tüm hastaların tıbbi geçmişlerini öğrenmek ve kayıt altına almaktan sorumludur.
Dermatolog, hastanın ifade ettiği şikayetleri ile ilgili olarak hastayı detaylı bir şekilde muayene eder, gerekli analizleri yapar ve hastalığın ne olduğuna dair bir tanı koyar.
Dermatolog, koyduğu tanı sonrasında hastanın tıbbi geçmişini, genetik yatkınlıklarını, cilt tipini de göz önünde bulundurarak tahlil ve tetkikler kapsamında alınan sonuçlara göre kişiye özel bir tedavi yöntemi belirler ve bir plan çerçevesinde uygulamaya geçer.
Dermatolog, ciltteki renk eşitsizlikleri, kahverengi lekeler, akne izleri, yanık izleri, sivilcelenmeler, kuruluk ya da aşırı yağlanma gibi tüm cilt problemlerini gerekli tedavi yöntemlerini kullanarak çözüme ulaştıran kişidir.
Dermatolog, yüzünde estetik problemleri olan ve buna bağlı olarak kaygı taşıyan, rahatsızlık duyan kişilere dolgu uygulaması yapabilir…

Eğer siz de cilt sorunlarına karşı yapılan cilt bakımı uygulamalarından faydalanmak istiyorsanız ve etkili bir bakım ya da tedavi ile göz kamaştıran, sağlıkla ışıldayan, pürüzsüz bir cilde sahip olmaya karar verdiyseniz detayları öğrenmek, uygun tedavi ve bakım yöntemleri ile ilgili bilgi almak ve bu bakımlara/ tedavilere ilişkin fiyatları öğrenmek için hemen +90 542 464 74 33 no’yu arayarak Quartz Clinique’e ulaşın ve randevunuzu planlayın…