Oyun Tasarımı: Etkileyici Sanal Dünyalar Yaratmak İçin Neler Yapılıyor?

Oyun tasarımı, sanat, bilim ve teknolojiyi birleştiren çok disiplinli bir alandır. Bir oyunun oynanış mekaniğini, hikayesini, karakterlerini, sanat tarzını ve genel kullanıcı deneyimini geliştirmek, pek çok farklı faktörün dikkate alınmasını gerektiren bir iştir. Bu, 7Slots gibi sitelerde bulabileceğiniz casino oyunları için bile geçerlidir. Oyun tasarımcıları, geliştirme sürecinde psikoloji, sosyoloji, matematik, ve hikâye anlatımı dahil olmak üzere farklı disiplinlerden yararlanır. Peki, bu süreç gerçekte nasıl işler ve etkileyici bir oyun yaratmak için geliştiriciler nelere dikkat etmek zorundadır? Aşağıda, bu soruların cevabını bulabilirsiniz.

Temel Bilgiler

Oyuncuların ihtiyaçlarını ve motivasyonlarını anlamak, oyun tasarımının merkezinde yer alır. Oyuncuların beklentileri, zorlayıcı, ödüllendirici ve etkileyici oyunlar yaratmak için büyük bir öneme sahiptir. Ancak bu beklentilerin bir oyuna dönüştürülmesi aşamasında, psikoloji dahil farklı disiplinler kullanılır. Aynı nedenle, ilgi çekici oyunlar yaratmak hem bir sanat hem de bir bilimdir. Oyun tasarımı, yaratıcılık, teknik yeterlilik ve psikolojinin kapsamlı bir şekilde bir arada kullanılması gereken bir iştir. Bu bağlamda, tüm tasarım ve geliştirme sürecini baştan sona aşağıdaki şekilde özetlemek mümkündür:

  • Kavramsallaştırma: Oyun tasarımı, bir fikir veya konsept ile başlar. Bu konsept, oyunun hedeflerini, mekaniklerini, oynanışını ve diğer detayları içeren bir tasarım belgesi haline getirilir. Bu belge, sürecin kalanında geliştirme ekibi için bir yol haritası görevi görür.
  • Mekanikler ve Oynanış: Oyun mekaniklerini yaratmak, tasarım sürecinin en önemli kısımlarından biridir. Bunlar, oyunun oynanışını ve oyuncuyla nasıl etkileşim kuracağını belirleyen kurallar ve sistemler bütünüdür. Bu süreçte, psikoloji disiplininden de yardım alınarak, oyuncuyu teşvik edecek, başarımlarını ödüllendirecek ve yolculuğuna ara vermeden devam ettiğini düşünmesini sağlayacak gamifikasyon teknikleri kullanılır.
  • Hikâye ve Karakterler: İyi bir oyunun, ilgi çekici bir anlatıma ve ilginç karakterlere sahip olması gerekir. Karakterler, olay örgüsünü ilerletmeli ve akılda kalıcı olmalıdır. Bu aşamada, yazarlardan yardım alınır: İşi sadece oyunun dünyasını, tarihçesini, karakterlerini ve bunların kuracağı diyalogları yazmak olan metin yazarları vardır.
  • Çevre ve Görsel Tasarım: Oyun haritaları, aydınlatma, dokular ve ses efektleri gibi ayrıntılar dikkate alınarak görsel olarak çekici ve sürükleyici tasarlanmalıdır. Görsel tasarım ve sanat tarzı ise oyunun teması ve anlatımı ile tutarlı olmalı, istenen atmosferin oluşmasına katkı sağlamalıdır.
  • Test: Gerçek oyuncular oyunun ilk sürümünü dener ve mekanikler, oynanış ve karşılaşılan hatalar hakkında geri bildirim sağlar. Bu bildirim oyun tasarımını iyileştirmek, düzeltmek ve değiştirmek için kullanılabilir.
  • Pazarlama: Oyun tasarımı, bir pazarlama stratejisi geliştirmeyi de gerektirir. Oyunun hedef kitlesine ulaşması ve gelir elde etmesi için hedef kitlenin, fiyatlandırmanın, dağıtım kanallarının ve tanıtım faaliyetlerinin profesyonel bir reklam ajansı tarafından yapılması gerekir.

Özetlemek gerekirse, oyun tasarımı çok sayıda unsuru içeren karmaşık bir süreçtir. Oyuncular için akılda kalıcı bir deneyim yaratmak, tüm bu unsurların dengeli şekilde kullanılmasını gerektirir.

Psikoloji Bilimi, Oyun Tasarımında Nasıl Kullanılır?

Yaklaşık 40 yıl önce Csíkszentmihályi & LeFevre tarafından yapılan psikolojik araştırma ve testler, neden oyun oynadığımız ve neden bazı oyunlardan hoşlanıp diğerlerini beğenmediğimiz konularına odaklanmıştır. Bu araştırmaların sonuçları, günümüzde oyun tasarımı dahil farklı sektörlerde halen kullanılmaktadır. Csíkszentmihályi, basitçe, bir oyunun farklı yetenek seviyelerine ve beğenilere sahip kişiler tarafından sevilmesi için mutlaka bir meydan okuma içermesi gerektiğini, ancak bu meydan okumanın zorluğunun oyunculara göre değişebilmesi gerektiğini söylemektedir. 

Yani, oyuncular yeteneklerini aşan veya yeteneklerinin altında kalan meydan okumalar ile karşılaşırsa hüsrana uğrayacak ve oynamayı sona erdirecektir. Bu basit bir tespit gibi görünebilir, ancak uygulanması oldukça zordur: Her oyuncu farklı yeteneklere sahiptir ve bir meydan okumayı bazıları zor, bazıları ise kolay bulacaktır. O halde, farklı türde oyunculara hitap edebilecek bir zorluk eğrisi nasıl yaratılabilir?

Sweeter & Peta, 2005 yılında “game flow” (oyun akışı) kavramını yaratarak bu sorunun cevabını vermiştir. Bu iki araştırmacıya göre:

  • Oyuncular, gerçekleştirdiği görevlere odaklanıp sanal dünyaya tamamen daldıklarında, “oyun akışı” durumu elde edilmiş olur. Bu durum, öğrenme ve maksimum performans için ideal koşulları sağlar. Oyuncu, akış durumunda ne kadar uzun kalırsa, oyundaki başarısı da o denli artacaktır.
  • Oyuncuların başlangıçta farklı beceri seviyelerine sahip olmaları normaldir. Zorluk seviyesi başlangıçta düşük tutulup beceri seviyesine göre giderek artırılarak her türden oyuncuya hitap edebilecek bir tasarım yaratmak mümkündür.

Yani amaç oyuncuyu zorlamak değil, oyunun dünyasına yavaşça alıştırmak olmalıdır. Aynı nedenle, oyunun başında zorluk seviyesi düşük tutulur. Ancak oyun akışı durumu devam ettikçe oyuncunun becerileri de gelişmeye devam edecektir. Bu da zorluk seviyesinin oyun ilerledikçe artırılmasını gerektirir.

Örneğin, tüm bu tekniklerin kullanıldığı popüler Candy Crush oyununa göz atalım. Bu oyunda, şunları görmek mümkündür:

  • Uzamsal Tarama: Oyundaki şeker parçaları, oyuncuların desenleri, renkleri ve farklı şeker türlerini yavaş yavaş tanımlamasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır.
  • Yetenek Seviyesi: Yetenekli oyuncular karmaşık kombinasyonlar tetikleyerek bir bölümü daha çabuk bitirebilir. Ancak sıradan oyuncuların kombolar yaratmadan da bir seviyeyi tamamlayabilmesi mümkündür.
  • Algı Hızı: Oyunda ilerledikçe, bazı bölümleri bir geri sayım sona ermeden tamamlamanız gerekir. Diğer bir deyişle, oyuncuların algılama hızı yavaş yavaş artırılır ve sadece belirli bir seviyeden sonra test edilmeye başlanır.

Candy Crush, her türden oyuncunun ilk bölümdeki seviyeleri kolayca tamamlayabileceği şekilde tasarlanmıştır. İkinci bölümden itibaren zorluk seviyesi artmaya başlar ve yetenekli oyuncular belirli bir bölümü daha hızlı tamamlayabilmelerini sağlayacak kombolar yaratabilir. Sıradan oyuncular ise halen herhangi bir seviyeyi normal bir şekilde oynayarak tamamlayabilir. Oynamaya devam ettikçe, sıradan oyuncular da kombolar yaratacak bir yetenek seviyesine ulaşacaktır. Amaç, onları aniden değil, yavaş yavaş buna hazırlamaktır.