Smyrna Antik Kenti kazı çalışmaları devam ediyor. İzmir’in merkezinde yer alan Smyrna Antik Kenti, 2007’den bu yana yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan eserlerle kentin tarihine ışık tutuyor. Prof. Dr. Akın Ersoy’un başkanlığında yürütülen çalışmalarda, Antik Smyrna Tiyatrosu ve Antik Smyrna Agorası’nda yer alan Roma dönemi hamamının gymnasium bölümü ortaya çıkarılmaya çalışılıyor.
Smyrna Agorası’nın bulunduğu kazı alanı İkiçeşmelik Caddesi ile bütünleşirken, uzun dönem gecekondular altında kalan Antik Smyrna Tiyatrosu da gün yüzüne çıkarılmaya başlandı.
Smyrna Antik Kenti kazı çalışmaları
2007 yılından itibaren İzmir’in tarihi kent merkezindeki arkeolojik kazı çalışmalarını yürüten Smyrna Antik Kenti Kazı Başkanı ve İzmir Katip Çelebi Üniversitesi Türk İslam Arkeolojisi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Akın Ersoy, “Smyrna Antik Kenti kazılarını şu an özellikle iki noktada yürütüyoruz. Antik Smyrna Agorası’nda güncel olarak Kemeraltı’na bakan tarafta bir hamamın gymnasium bölümünün ortaya çıkarılması için çalışma yürütüyoruz. İkinci çalışma alanımız da özellikle İzmirlilerin de çok beklediği Antik Smyrna Tiyatrosu’nda sürüyor” diye konuştu. Ören yeri içinde Osmanlı dönemine ait sarnıçlı çeşmeler ve şehir içi han yapısı olduğunu belirten Prof. Dr. Akın Ersoy, Osmanlı Dönemi yapılarını da koruyarak altında kalan gymnasium bölümünün ortaya çıkarılması için çalıştıklarını kaydetti.
Antik Smyrna Tiyatrosu
Antik Smyrna Agorası’nın antik dönemde yalnızca ticari ve idari bir merkez olmadığını vurgulayan Ersoy, dini ve sosyal etkinliklerin de burada gerçekleştirildiğini dile getirdi. Başlangıçta küçük ölçekli etkinliklerin agorada yapıldığını, ancak zamanla inşa edilen Antik Smyrna Tiyatrosu ile bu etkinliklerin tiyatroya taşındığını ifade eden Ersoy, tiyatroda yapılan çalışmalara ilişkin de bilgi verdi. İzmir’in Efes Antik Tiyatrosu büyüklüğünde bir tiyatroya daha sahip olduğunu vurgulayan Ersoy, 20 bini aşkın izleyici kapasitesine sahip Antik Smyrna Tiyatrosu’nda hem dini, sosyal ve kültürel etkinliklerin hem de halk meclisine yönelik duyuruların gerçekleştirildiğini sözlerine ekledi.
Antik Smyrna Agorası
Prof. Dr. Akın Ersoy, Antik Smyrna Agorası’nın Büyük İskender’den sonra kurulan antik kentin tam merkezinde yer aldığını belirtti. Kemeraltı’nın bugün dünyanın en büyük açık hava çarşılarından biri olduğunu vurgulayan Ersoy, bu yapının temelinde bin yıl öncesinde Antik Smyrna Agorası’nın yarattığı ticari iklimin bulunduğunu aktardı. Antik dönemde kentin, bugünkü Kadifekale ve Kemeraltı arasında kurulduğunu, o dönemde Kemeraltı’nın yerinde ticaret ve savaş gemilerinin girebildiği bir iç liman bulunduğunu söyleyen Ersoy, Bizans Dönemi’nde başlayan, Osmanlı Dönemi’nde ise hızlanan bilinçli dolgu çalışmalarıyla iç limanın zamanla yapılaşmaya açıldığını ifade etti. Prof. Dr. Akın Ersoy, limanın son izlerinin 1800’lü yıllara kadar takip edilebildiğini, bu dönemde ise bataklık hâline gelen alanın tamamen doldurularak bugünkü Kemeraltı’nın oluştuğunu kaydetti.
Ersoy, antik dönemde kent planlamacılarının suyun varlığına büyük önem verdiğini, İzmir’in bu açıdan şanslı bir konumda olduğunu ifade etti. Kadifekale’nin altındaki su tabakalarının kent için önemli bir kaynak sağladığını, Antik Smyrna Agorası’ndaki suyun da bu doğal kaynaktan geldiğini vurgulayan Ersoy, yaklaşık 150 metre boyunca akarak Antik Smyrna Agorası’na ulaşan suyun günümüzde içilemez nitelikte olsa da park ve bahçeleri sulamak için kullanılabildiğini aktardı.



























